Bir Sevda Ülküsü Türk Eğitim Sen 33 Yaşında…
Çalışma ahlakı, görev namusu,
Bizlere uğramaz gaflet uykusu,
İlimle silerek dumanı pusu,
Ufuklar ardından ışıyoruz biz.
Türk Eğitim Sen’iz hedef ilkemiz,
Önce milletimiz, önce ülkemiz.
Şanlı Ata’mızdan ilham almanın,
Adaleti, hakkı hâkim kılmanın,
Türk Eğitim Sen’e mensup olmanın,
Haklı gururunu yaşıyoruz biz.
Türk Eğitim Sen’iz hedef ilkemiz,
Önce milletimiz, önce ülkemiz.
Binlerce kere şükrediyoruz ki, 18 Haziran 1992’den bu tarafa 33 yıl sonra yine aynı çizgi, aynı azim ve aynı inançtayız. Saygıdan ödün vermeden 33 yıl geçti. 33 yıl önce kurulan Türk Eğitim Sen ilmek ilmek, emek emek bugünlere ulaştı. Nice mutlu senelere… Bugün imrenilecek bir sevinci yaşıyoruz. 33 yıllık onurlu mücadelemizde Türk Eğitim Sen’e hayat veren bütün emektarlarımızı minnet ve şükranla anıyor, ebediyete intikal etmiş olanları da rahmet ve hayırla yâd ediyorum. Allah hepsinden razı olsun.
İlkeli, kararlı ve cesur sendikacılığın adresi Türk Eğitim Sen’e, şerefli mücadelemize güç veren Türkiye genelinde 249 bin 447 üyemize, Nevşehir’de 2388 üyemize teşekkür ediyoruz. Türk Eğitim Sen de “Ben”, “Sen” yoktur. Her zaman “Biz” vardır. Evet, bugün biz büyük bir aileyiz. Her türlü zorlu imtihanlara, çetin şartlara rağmen Türk Eğitim Sen 33 yıldır ortaya koyduğu erdemleri ve ilkeleri ile yoluna hız kesmeden devam ediyor. Biz sendikacılığı bir ilke mücadelesi olarak gördük. Türk Eğitim Sen ve onu meydana getiren 249 bin 447 üye ve yöneticimizle büyümeye devam ediyoruz.
Ben olmak yerine biz olabilmek, üzerimize düşen görevi yılmadan yıkılmadan başarabilmek için büyük bir gayretle çalıştık. Türk Eğitim Sen adanmışlar hareketidir. Ziya Gökalp’in “Düşünmek ve söylemek kolaydır. Fakat yaşamak hele başarı ile sonuçlandırmak çok zordur.” sözünde belirttiği gibi Türk Eğitim Sen olarak 1992’den beri sadece çalışarak, adam gibi sendikacılık yaparak bugünlere geldik. Biz, “Türkiye sevdamız ekmek için kavgamız” anlayışının taşıyıcısı milli bir sivil toplum kuruluş olduk. Biz, eğitim çalışanları ile birlikte omuz omuza, sarsılmadan, yıkılmadan büyüdük.
Çünkü Türk Eğitim Sen;
Sendikal mücadeleyi makam, mevkii aracı olarak görmedi, çalışanları tehdit ederek ekmeği ve inandıkları arasında tercihe zorlamadı.
Kapalı kapılar ardında başka alanlarda başka konuşmadı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş değerlerine saygısızlık yapmadı, asla tartışma konusu yapmadı.
Menfaat uğruna birliğimizden, beraberliğimizden ve kardeşliğimizden asla taviz vermedi.
Üyelerimizi siyasi hedeflerin, saplantılı anlayış ve ideolojilerin mezesi yapmadı.
Merdiven altı yapılar gibi çalışanların sorun ve beklentilerini istismar etmedi. Sadece sendikacılık yaptı.
Çıkar peşine değil, eğitim çalışanlarının hak mücadelesinin peşine düştü.
Mustafa Kemal Atatürk, “Kendiniz için değil, bağlı bulunduğunuz ulus için elbirliği ile çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur” demiştir. Bizler de her zamankinden daha fazla çalışmak, birlik ve beraberlik içinde hareket etmek, sendikacılığın kutup yıldızı Türk Eğitim Sen’i geleceğe en başarılı şekilde taşımak için mücadele ediyoruz.
Türk Eğitim Sen;
Dik duruş, doğru çizgidir.
Bütün âleme örnek bir sendikacılıktır.
Misyonu ve vizyonuyla adalet, emeğin adıdır.
Vatan, millet aşkıdır.
Her daim hakkı savunan bir kutsal yuvanın adıdır.
Türk Eğitim Sen olarak, devletimizin kuruluş felsefesine sımsıkı bağlı bir şekilde, beslendiğimiz ana damarın kıymetinin bilinci içinde sendikal faaliyetlerimizi kararlılıkla yürütüyoruz.
Sendikacılığın en güvenilir limanı her zaman Türk Eğitim Sen oldu. Eğitim çalışanlarının güvenini sendikamıza olan inancını hiç sarsmadık. Tek istediğimiz kamu çalışanları için, bu ülkenin evlatları için onurlu bir yaşamdı.
Türk Eğitim Sen olarak, kara kampanyalarla kıran kırana çatıştık. Çalışanların beklenti ve isteklerine ses olurken, aynı zamanda sonuç almaya ve çözüme odaklı aktif duruş sergilemeye devam ettik. Hiç yorulmadık.
1992 yılında hangi niyet, ilke, duruş inanç ile yola çıkmışsak, bugün de bir milim sapmadan yolumuza devam ediyoruz.
Eğitim çalışanları çok iyi biliyor ki; Türk Eğitim Sen ne siyasal iktidarların saha memurluğunu ne de marjinal ideoloji ve örgütlenmelerin payandalığını yapar! Durduğu yer, her daim ve tavizsizce her durum ve koşulda eğitim çalışanlarının yanı ve mensubu olmaktan şeref duyduğumuz büyük milletimizin beklenti ve yararıdır.
Bu minvalde, Neşe Alten’lerin inancı, Necmettin Yılmaz’ların özlemi, Aybüke Yalçın’ların ülküsü Türk Eğitim-Sen’de yaşıyor… Şehit öğretmenlerimizi minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.
33 yıldır bizlerden desteğini hiçbir zaman esirgemeyen ve bugünlere gelmemizi sağlayan eğitim çalışanlarımıza kuruluşumuza vesile olan değerli büyüklerimize ve sendikamıza emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.