TES Başkanı Urgenç; Enflasyon Hedefleri Tutmuyor, Maaşlar Eriyor
Türk Eğitim Sen Nevşehir şube başkanı Tayfur Urgenç; memur ve emeklisinin alım gücünün düşmesinin temel nedeni 2010 yılından beri Memur ve emeklisini toplu sözleşme masasında savunamayan yetkili sendikadır. Memur ve emeklinin artık buna dur demesi gerekmektedir. Her geçen gün düşen alım gücümüzün yükseltilmesi için Toplu sözleşmenin her yıl yapılması ve yetkili sendikanın Türkiye Kamu Sen’in olması şart olmuştur. Çalışan ve emekliler Türkiye Kamu Sen’in yetkili olduğu süreçteki alım güçleri ile şimdiki alım güçlerini göz önünde bulundurarak 2010 yılından beri yetkili olan sendikayı artık nadasa bırakmalıdır. Dedi.
BAŞKAN URGENÇ BUGÜN AÇIKLANAN ENFLASYON RAKAMLARI İLE İLGİLİ ŞU DEĞERLENDİRMELERDE BULUNDU.
Maliye Bakanının yıl sonu hedefini bile tutturamadığı ülkemizde 2026-2027 yılını kapsayan toplu sözleşmenin imzalanması Türkiye gerçekleri ile bağdaşmamaktadır.
TÜİK’in eylül ayına ilişkin açıkladığı enflasyon verilerine göre, geçtiğimiz ay mal ve hizmet fiyatları ortalama %3,23 oranında arttı. Yıllık enflasyon %33,29 olarak gerçekleşti. Yılın yalnızca temmuz, ağustos ve eylül aylarındaki enflasyon %7,5’e ulaşırken, temmuz ayında memur ve emeklilere verilen %5’lik maaş artışı daha ilk aylardan eriyip yok oldu. Resmî rakamlara göre dahi, kamu çalışanlarının alım gücü üç ay içinde 2,5 puan geriledi. Daha bugünden 2026 Ocak ayında %2.38 fark oluştu.
Artık alışılagelmiş bir tabloyla karşı karşıyayız: Enflasyon hedefleri tutmuyor, maaşlar eriyor. Çarşıdan pazara, mutfaktan cebe yansıyan zamlar, memur ve emeklilerin bütçesini her geçen gün daha fazla zorluyor. Hedeflenen enflasyona endekslenen maaş artışları, bir zam olmaktan çıkmış, adeta ön ödemeli enflasyon düzeltmesine dönüşmüştür.
Bu durum, toplu sözleşme masasında dile getirdiğimiz taleplerimizin ne kadar haklı ve yerinde olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Çalışanların ücretleri yalnızca maliyet hesabıyla ele alınamaz; bu yaklaşımın sosyal bir yönü yoktur. Artık hedeflerle değil, gerçeklerle hareket etmenin zamanı gelmiştir.
Bu nedenle;
• Refah payı talebimiz hayati bir zorunluluktur.
• Enflasyon farkı, ortaya çıktığı andan itibaren maaşlara yansıtılmalıdır.
• Seyyanen zamla destek sağlanarak kamuda farklı statüler arasında oluşan dengesizlik giderilmelidir.
Ücret dengesizliği ve hızla eriyen maaşlarla bu yolun yürünemeyeceği açıktır. Önümüzdeki süreçte başlayacak Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu çalışmalarında, mutlaka memur ve emeklilere yönelik düzenlemelere yer verilmelidir. Türkiye Kamu-Sen olarak aylardır dile getirdiğimiz gibi, memurlarımıza öngörülen hayat pahalılığı ve gerçek enflasyon dikkate alınarak, alım gücünü yükseltecek gerçek maaş artışından başka çözüm yolu yoktur.
Unutulmamalıdır ki; %5’lik artışla ayakta kalmaya çalışan kamu çalışanları kira, mutfak, eğitim ve sağlık giderlerini karşılayamaz duruma gelmiştir. İş yükünün arttığı, kiraların ve sosyal maliyetlerin katlandığı bu dönemde, alın terinin karşılığını alamayan memurlar her geçen gün daha da yoksullaşmaktadır.
Ülkenin dört bir yanında fedakârca görev yapan kamu çalışanları ücret adaletsizliğine ve yoksulluğa mahkûm edilmemelidir. Memur ve emeklilerin daha fazla mağdur olmaması için adil bir düzenleme yapılmalıdır.
Türkiye Kamu-Sen, her platformda kamu çalışanlarının hakkını sonuna kadar savunmaya kararlıdır.