Gazetecilik mi, Gösteri mi?

Bu memlekette her şeyi olduk, bir gazeteci olamadık." Bu cümle, bir serzenişten öte, mesleğin içini boşaltan bir itiraf gibi duruyor. Oysa gazetecilik, sadece bir meslek değil; bir sorumluluk, bir vicdan meselesidir. Gazetecilik, doğruyu aramak ve halkı bilgilendirmekle ilgilidir; şahsi hesaplaşmalarla, manipülasyonla değil. Eğer bir gazeteci olarak amacın gerçekten bu şehre hizmet etmekse, sorumluluğun da, duruşun da bu yönde olmalı. Ancak "her şeyi olduk bir gazeteci olamadık" diyorsan, belki de gazeteciliği ne sandığını tekrar düşünme vaktin gelmiştir. Gerçek gazetecilik; yürek ister, omurga ister, tarafsızlık ister. Peki, sen bunları ne kadar taşıyorsun? İşte asıl sorulması gereken bu. Gazetecilik, sadece haber yapmak değil; aynı zamanda etik ilkelere bağlı kalmaktır. Bu ilkeler, doğruluk, nesnellik ve tarafsızlık gibi temel habercilik prensiplerini içerir. Ayrıca, gazetecilik mesleğinin itibarlı ve saygın bir şekilde icra edilmesi için kaçınılması gereken eylemleri de kapsar. Unutma, gazetecilik, bir toplumun aynasıdır. Bu aynayı kirletmek, sadece mesleğe değil, topluma da zarar verir. Gerçek gazeteciler, bu sorumluluğun bilincindedir ve her zaman doğruluk ve tarafsızlık ilkelerine bağlı kalırlar. Eğer gerçekten bir gazeteci olmak istiyorsan, önce bu ilkeleri içselleştir ve mesleğini bu doğrultuda icra et. Aksi takdirde, sadece bir gösterinin parçası olursun. Gazetecilik, bir gösteri değil; bir sorumluluktur. Bu sorumluluğu taşıyabilecek misin?