Zamanında sana fırsat verdik. Eline bir kalem tutuşturduk, “Buyur, kendini ifade et” dedik. Çizgiler çektin, şekiller yaptın, gölgeyi ışık diye pazarladın. Sen sandın ki o kalem hep senin elinde kalacak. Sandın ki sustuklarımızdan güç alıp kendine hikâye yazabilirsin.
Ama unuttuğun bir şey var: O kalemi biz verdik. Ve biz, verirken hep bir şeyi elimizde tuttuk...
Silgiyi.Sen her satırı gururla atarken, biz her satırın hesabını tuttuk. Her çizdiğin şekli izledik. Ve şimdi. O silgiyi masaya koyma zamanı geldi. Çünkü sen çizdiğin hiçbir şeyi hak etmedin.
Sen sadece verilenle oyalanırken, biz unutmadan bekledik.Kalemin gücüne fazla inananlara küçük bir hatırlatma:
Güç, iz bırakmakta değil; gerektiğinde o izi yok edebilmektedir.Kalem sende olabilir, Ama oyun hâlâ bizim elimizde.